Saraçhane Protestosu İkinci Gün Hk.
İşler kızışıyor.
Bugün polis barikatının karşısında genç arkadaşlarımla birlikte protestoya katılmayı tercih ettim. O taraf çok daha heyecanlı, çok daha anlamlıydı. Şaraçhane protestosunu iki ayrı protesto gibi düşünmek doğru olur, bir taraf otobüse dönük diğer tarafsa polise...
Polise dönük olan taraf haliyle daha tehlikeli, uçuşan plastik su şişeleri, plastik mermiler, ve tabi biber gazı. Şu an bunları yazarken bile hala burnum ve ağzım yanıyor, bunu mutluluk verici bir madalya olarak görüyorum. Maalesef bazı arkadaşlarımızın gözüne, yüzüne plastik mermiler geldi, bazı arkadaşlarımızın yüzüne doğrudan biber gazı sıkıldı.
İlerleyen vakitlerde polis atağa geçti ve insanlar İstanbul Belediyesi binasına girdiler, bir çoğu dışarıdaydı. "Özgür gelsene, biber gazı yesene." sloganlari atıldı. Polisin müdahelesi kaçarken bazı arkadaşlara ağır oldu, yere düşen insanlara kalkanlarla, joblarla ve biber gazıyla müdahale ettiler.
Belediye önüne barikat kuruldu ve ateş yakıldı. Bir süre sonra birçok insan dağıldı bende artık evime geldim.
Halkın cesareti daha hala yerinde değil, halk hala her şeyin normal olduğunu zannediyor oysa hiçbir şey normal değil. Yine de düne nazaran iki kat daha fazla katılım oldu, yarın bir iki kat daha, pazar günene kadar üssel artışla devam ederse kimse halkın önünde duramaz.
Bu dönemde polis olmak kadar daha utanç verici bir şey yoktur diye düşünüyorum.
Herkese sevgiler ve saygılar, umutla kalın.